Devasa Kapılar; Modern Anıtsallık Anlayışı
Mimaride anıtsallık, bir strüktüre, ruhani olarak insanları etkilemiş bir gerçeğin yansımasını ekleyerek hayatın faniliğine karşı başlatılan bir direniştir. Arc de Triomphe’yi düşünün, geçmişin şanını nasıl da her gün binlerce kişiye tek bir bakışla anlatıyor.
Peki, günlük yaşamın meselelerine karışmayan anıtlar, geçmişle günümüzü bağlamanın yanı sıra değişen mimari anlayışta yeni bir kavram üzerinden kendilerine yer bulabilir mi?
Örneğin, mimari elemanlardan biri olan kapıyı ele alalım.
Bir binanın ana girişinde veya odalar arası geçiş için kullanılan kapılar ya da açıklıklar demek belki daha doğru. bulundukları mekânların diğer alanlarla olan ilişkisini kurarlar. Girişi / çıkışı sağlayan fonksiyonelliklerinin yanı sıra estetik ve görsel kaygılar da tasarımlarını şekillendirir.
Bu girdileri göz önünde bulundurarak tasarlanan kapıların hem girişin devasalığını vurgulayarak hem de mekâna ışık alımını sağlayan camların görevini üstlenerek alacağı yeni form, anıtsallığın yeni bir tanımı olabilir mi?
Sculp(IT)Architects bir pivot ekseni etrafında dönen modern uzantılı bir kapı tasarladı. Bunu Anvers, Belçika’da bulunan tarihî bir binada uygulamış olmaları, “anıtsallık” kavramını vurgular nitelikte. Geçmişin özgün mimarisiyle, şu anın yeni mimari ve yaşam algısını birleştiren bu cam kapı, eve kendine özgü bir karakter katıyor.
Kapı, cepheye dönüşerek evi arkada bulunan özel bir bahçeye açıyor. Sürdürülebilir mimari kapsamında gücü yüksek bir tasarım olarak düşünülebilen bu anıtsal cam kapı, iç aydınlatma için gün içinde harcanan elektriği büyük oranda düşürerek enerji tasarrufu sağlıyor. Cephe yönelimini konum odaklı ele alıp, bu tasarımın farklı bağlamlarda da yapılabileceğini düşünürsek, kapıyı tam doğuya yerleştirmek yaz aylarında bazı ülkelerde problem çıkarabilir. Ancak bu problem kolaylıkla evin yönelimiyle çözülebilir.
Sosyo-ekonomik olarak üst bir sınıfı vurgulayan bu yapı, estetik olarak hem bahçesiyle evin içindeki kullanıcı için -incelikle tasarlandığında- tüm gün sürecek keyifli bir manzara sağlıyor hem de tasarımının özgün formuyla dikkat çekiyor. Ancak bu şeffaf cephe, gün ışığı alımıyla insanı daha neşeli ve enerjik hissettirse de, kullanıcı için mahremiyet problemi yaratabilir. Bu ufak sorun ise, peyzajla yani bahçeye konulacak olan uzun ağaçlarla, ev ile sokak arasındaki görsel ilişkiyi engelleyerek çözülebilir.
Bu projede kullanılan heybetli pivot kapılar, ticari ve kurumsal binalarda da kullanılmaktadır. Bu büyük ölçekli, 3 metre genişliğinde ve 6 metre yüksekliğindeki özel imalat kapı, izole edilmiş camdan ve bunu saran siyah metal çerçevelerden oluşmaktadır. Kapının üstünde ise lento niyetine bulunan bir cam pencere mevcuttur, Anvers’teki binanın 3. katı da böyle aydınlatılmaktadır.
Günümüzdeki akımlar geçmişe kıyasla biraz daha özgür olarak işlenebiliyor, buna geleneksel olanı yeniden yorumlamak da dahil. Anıtsallığın bu uyarlaması, iletilmek istenen mesaj ve işlenen tema açısından daha çok modernizmi vurgular nitelikte.
Yazar: Duygu Çöplü / Bilkent Üniversitesi Mimarlık Bölümü 3. Sınıf Öğrencisi
Kaynak: MimarlikDergisi.com